Fakültemizin belirli aralıklarla düzenlediği Salı Konferanslarının 14’üncüsünde Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Tarih Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nejla GÜNAY; “Geçmişten Günümüze Türk-Ermeni İlişkilerinin Gelişimi ve Türkiye Ermenistan İlişkileri” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Çevrim içi olarak düzenlenen konferansın oturum yöneticiliğini Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nazife Burcu TAKIL üstlendi. Konferansa, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Bekir BULUÇ'un yanı sıra Gazi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut SELVİ, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Yasin ÜNSAL ve Doç. Dr. Serkan KOŞAR, öğretim üyeleri, konuklar ve öğrenciler katıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Bekir BULUÇ; “Gazi Eğitim Fakültesi son dönemlerde özellikle ülkemizi yakından ilgilendiren konularla hakkında çok önemli konferanslar düzenliyor. Bugünkü konferansımızda, Türkiye’yi sürekli uğraştıran, Türkiye hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan, özellikle tarih bilgisinden yoksun veya kasıtlı olarak ülkemiz aleyhine çalışan çeşitli devlet, kurum veya kişilerin kullandığı bir konu ele alınacak. Özellikle devletimiz için hayati olan konuların gündemde olduğu dönemlerde Ermeni meselesinin ortaya atıldığını görüyoruz. Bu bağlamda haklarımızı koruyabilmemiz için milletimizin bu konu hakkında bilgi sahibi olması gerekli ve bulunduğumuz dönemde güçlü bir Türkiye’nin ne kadar önemli olduğu ortada... Bu toplantının düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum.” dedi.
Prof. Dr. Nejla GÜNAY sunumunda, Ermeni iddiaları hakkında çok fazla bilgi kirliliği olduğunun altını çizerek, “Konunun uzmanı olmadığı halde çok fazla konuşan var. İkinci Meşrutiyet döneminde Osmanlı Devleti, Osmanlıcılık politikasını en üst seviyeye çekti ve hatta bütün yazışmalarında gayri Müslim unsurlara millet-i sâdıkamız diye başlamışlardır.” dedi. Prof. Dr. Nejla Günay konuşmasını; “Tarihçilik, belli bir misyonu olmayı gerektirir, belli bir eğitim gerektir ve belli bir yaklaşım-metot sahibi olmayı gerektirir. Bir takım uydurulmuş anılara bakarak tarihçilik yapmaya kalkışanlar var. Oysaki tarih belgelere göre yazılır. Bu belgeler arşivlerden alınır. Osmanlı tarihini ilgilendiren bir konu çalışılıyorsa-hiç kimse kusura bakmasın-Osmanlı arşivine bakmadan yazamazsınız. Tarihçi objektif yaklaşmak zorundadır, 1915 yılında ne olduysa bütününe bakmak zorundasınız.” diyerek tamamladı.
Çevrim içi platform yanında eş zamanlı olarak YouTube platformundan da canlı olarak yayımlanan ve katılımcılardan yoğun ilgi gören etkinlik, sunumun ardından devam eden soru-cevap kısmı ve Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. Mahmut SELVİ’nin yaptığı kapanış ve teşekkür konuşmalarıyla sona erdi.
Görüş, istek ve değerlendirmelerinizi bize iletin.