Dekanlığımız Tarafından “Ermeni İddiaları ve Gerçekler” Adlı Program Düzenlendi
29 Nisan 2022 | 09:52

Fakültemiz tarafından “Ermeni İddiaları ve Gerçekler” konulu program düzenlendi. Rektörlük Mimar Kemaleddin Salonu’nda gerçekleştirilen programa Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Bekir Buluç, Dekanımız Prof. Dr. Mahmut Selvi, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.

Moderatörlüğünü Fakültemiz Tarih Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refik Turan’ın yaptığı programda aynı bölümden Prof. Dr. Nejla Günay “Ermeni İddiaları ve Gerçekler”, Milli Savunma Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ethem Atnur ise “Osmanlı Coğrafyasından Azerbaycan’a Ermeni Sorunu” konulu sunumda bulundu.  

Program, Prof. Dr. Bekir Buluç’un açılış konuşmasıyla başladı. Prof. Dr. Buluç, 19. yüzyılın sonlarına doğru Ermenilerin, İngiltere, Rusya ve Fransa gibi devletlerin desteğini alarak bağımsız devlet kurma amacıyla Anadolu’da ayaklanmalar çıkardıklarını söyledi. Ermenilerin, yabancı devletlerin Osmanlı Devleti’ne müdahale etmesi için propaganda faaliyetleri yürüttüğünü de anlatan Prof. Dr. Bekir Buluç, Müslüman köylerde katliamlar yapıldığını dile getirdi.

Birinci Dünya Savaşı’na giren Osmanlı Devleti’nin seferberlik çağrısına uymayan Ermenilerin Rus ordusunda gönüllü olarak yer aldığını kaydeden Prof. Dr. Buluç, “Rus ordusu Van, Bitlis ve Erzurum’a doğru ilerlerken en önde Ermeni gönüllü birlikleri yer aldı ve kendi devletine karşı savaştı. Osmanlı ordusu Çanakkale’de, Kafkasya’da, Hicaz’da, Filistin’de, Irak’ta ve Galiçya’da fedakârca savaştı. Birinci Dünya Savaşı sırasında binlerce insan evinden, barkından oldu. Ermeni ve Rus saldırılarından kaçan Müslüman ahali yollara döküldü. Kimi Ermeniler bir taraftan da ordunun hareketini kısıtlayıcı davranışlarda bulunup düşman hesabına casusluk yaptılar” dedi.  

Osmanlı Devleti’nin “Sevk ve İskân Kanunu”nu çıkararak bazı Osmanlı vatandaşlarını Suriye ve Deyrizor’a naklettiğini dile getiren Bekir Buluç, savaş koşullarında Ermeni göçünün en sağlıklı şekilde yapılması için tedbirler alındığını ifade etti. Prof. Dr. Bekir Buluç, salgın hastalıklar, yokluk, ulaşım zorlukları gibi nedenlerle Osmanlı vatandaşlarının da kötü durumda olduğunu vurguladı.

Günümüzde bazı devletlerin aldığı parlamento kararlarına da dikkat çeken Prof. Dr. Buluç, şunları dile getirdi: “Günümüzde Ermenilerin, parlamento kararlarına bakılırsa daha çok yabancı devletler olayları çarpıtmakta, tarihi gerçekleri görmezden gelmekte ve milletimize iftira atmaktadırlar. Ermenilerin Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımadıklarını söylemeleri aslında gerçek niyetlerini ortaya koymaktadır.”

Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Bekir Buluç’un açılış konuşmasının ardından programa geçildi. Moderatör Prof. Dr. Refik Turan, sözde Ermeni soykırımı ifadesini kullanmanın reklam niteliği taşıdığını vurgulayarak Ermeni iddiaları başlığı tercihinden dolayı Gazi Üniversitesi yönetimini tebrik etti.

Büyük devletlerin birçok sorunu olmasının normal olduğunu anlatan Prof. Dr. Turan, Türkiye’nin de tarihi bakımından büyük bir devlet olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Refik Turan, “Ermeni İddiaları ve Gerçekler” adlı programda da bu sorunlardan birinin ele alınacağıhı belirtti.

Prof. Dr. Nejla Günay sunumunda 19’uncu yüzyılın sonlarında Osmanlı Devleti’nin yaşadığı zorluklara değindi. Yabancı ülkelerin kışkırtmasıyla Ermenilerin, yerel özerklik düşüncelerini çok sık dile getirdiğini ifade eden Günay, bu nedenle Doğu Anadolu’da arazi anlaşmazlıkları çıkarıldığını söyledi. Ermenilerin hak iddia ettiği yerlerin Kürt unsurun elinde olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nejla Günay, Rusya’nın Kürt unsur içiresinde de milliyetçilik hareketlerini uyandırdığını anlattı.

Prof. Dr. Günay, Rusya’nın Kürt aşiretleriyle Ermenileri ayrı ayrı desteklemek suretiyle bölgede karışıklık çıkarmak istediğini anlatarak “Bu iki unsuru birbirine düşürmek suretiyle Doğu Anadolu’yu işgal etmek ve oradan İskenderun Körfezi’ne inmek istedi” diye konuştu.

Prof. Dr. Nejla Günay, Mondros Mütareke Antlaşması’ndan sonra Ermenilerin, Fransız, ve Yunan üniformalarıyla yeniden işgal için geldiklerini ve bu sefer kendilerinin gitmek zorunda kaldıklarını dile getirdi.

Prof. Dr. İbrahim Ethem Atnur ise Türk-Ermeni ilişkileri bakımından 1915’e hapsedilen tarihin akademik olarak yanlış olduğunu ve tarihin siyasallaştırıldığını ifade etti. Bu durumun yapay bir tarih inşası olduğunu söyleyen Prof. Dr. Atnur, “1915’te Osmanlı Devleti’nde çekilen acıların öznesi sadece Ermeniler midir? Peki, ya Türk halkının acısı? Peki, Kürtlerin acısı? Müslümanların acısı bu kadar kıymetsiz midir? O zaman günümüzde de kıymetsiz” diye konuştu.

Araştırma görevlisiyken katıldığı kazılarda Ermeni katliamında ölen Müslümanların toplu mezarlarını gördüğünü anlatan Prof. Dr. İbrahim Ethem Atnur, kendi köyünde ise 587 insanın öldürüldüğünü ve çocukluğunda duvar diplerinde ağlayan insanlar gördüğünü belirtti.

Prof. Dr. İbrahim Ethem Atnur, 1915 yılında Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu duruma değinerek Ermenilerin tehcir edilmesinin nedenlerini anlattı. Ermenilerin Halep, Şam, Musul ve Deyrizor gibi bölgelere gönderildiğini söyleyen Atnur, bunun için Osmanlı Devleti’nin bir bütçe çıkardığını kaydetti. Prof. Dr. İbrahim Ethem Atnur, bu bütçenin ise Ermenileri korumak için çıkarıldığını dile getirdi.

Programın sonunda Dekanımız Prof. Dr. Mahmut Selvi tarafından Prof. Dr. Refik Turan, Prof. Dr. Nejla Günay ve Prof. Dr. İbrahim Ethem Atnur’a üniversitemizin ağaçlandırma çalışmaları kapsamında dikilen fidan sertifikası takdim edildi.

-1

-1

-1

-1

-1

-1
background image