Fakültemizin Türkçe ve Sosyal Alanlar Eğitimi Bölümü Türkçe Eğitimi Ana Bilim dalı tarafından “Cumhuriyetimizin 100. Yılı Anısına Dil ve Kültür Politikamız” konulu panel düzenlendi. Gazi Konser Salonu’nda düzenlenen panele Dekan Yardımcımız Prof. Dr. Yasin ÜNSAL, Prof. Dr. Ahmet Bican ERCİLASUN, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Yunus KOÇ, Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmet ÇETİN, Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatma AÇIK, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan panelin açış konuşmasını yapan Gazi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Yasin ÜNSAL “Kültür ve dil bizim toplumumuzun en önemli harçlarından bir tanesidir. Cumhuriyetimizin 100. yılında, Cumhuriyetle neredeyse yaşıt olan asırlık olan bu eğitim kurumumuzda böyle bir panel düzenlenmesi son derece anlamlıdır. Bu nedenle bu panelin düzenlenmesinde emeği geçen herkese ve konuşmacılarımıza çok teşekkür ediyorum” dedi.
Prof. Dr. Yasin ÜNSAL’ın konuşmasının ardından panele geçildi. Panel Başkanı Prof. Dr. Fatma AÇIK, bireye kimlik kazandıran ve toplumla bütünleşmesini sağlayarak aidiyet duygusu veren, ayrıca millet olma vasfı kazandıran yegâne unsurun dil olduğunu vurguladı. Kendi kanunları ve doğası gereği etkileşime ve değişime açık olan dillerin, dil politikalarına bağlı olarak değişim ve gelişim gösterdiğini belirten Prof. Dr. Fatma AÇIK; “Dillerin korunması için ilgili kanunların yanı sıra eğitim, diplomasi, ticaret gibi hayatın her alanında kullanılmasını ve sürekliliğini sağlamak gerekiyor. Ülkemizde, Tanzimat Dönemi’nden başlayarak Cumhuriyetin kuruluşu ile beraber çeşitli dönemlerde etkin bir şekilde Türkçe’nin kullanımı sağlanmaya çalışılmış olmakla birlikte, günümüzde yabancı dillerin etkisine maruz kalınmaktadır. Panelimizde konuşmacı konuklarımız bu bağlamda dil, tarih ve kültür bağlamında ülkemizdeki gelişmeler ve çalışmalar hakkında bizlere bilgi verecek” diye konuştu.
Prof. Dr. Ahmet Bican ERCİLASUN, “Atatürk Dönemi Dil Politikası” konulu konuşmasında; Türkçenin sadeleştirilmesi hareketinin 1911 yılında Selanik’te başladığını kaydetti. Prof. Dr. ERCİLASUN, Selanik’in o dönemde İstanbul’dan sonra Osmanlı Devleti’nin ikinci büyük kültür şehri olduğunu belirtti. O dönemin aydınları ve yazarları tarafından halkın dilinden eserlerin yazılmasının kararlaştırıldığını anlatan Prof. Dr. Ahmet Bican ERCİLASUN, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp’in eserlerinde sade bir dil kullanmaya başladığını söyledi.
Atatürk’ün bizzat takibe aldığı sadeleştirme hareketi ile birlikte Türkçede bulunan yabancı kökenli kelimelerin çıkarılması ve yerine Türkçe karşılıklarının kullanılması yönünde çalışmalar yapıldığını dile getiren Prof. Dr. ERCİLASUN, şunları dile getirdi: “Türkçeyi bütün zenginliği ile kullanmak bir milli eğitim meselesi haline gelmiştir. 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan Büyük Dil Kurultaylarında bu konular üzerinde çalışma yapıldı. 1926 yılında Bakü’de yapılan Türkoloji Kurultayı’nda alınan Sovyetler Birliği içindeki Türklerin Latin alfabesine geçme kararından sonra, hem ülkede okuma yazma oranının artırılması hem de diğer Türklerle dil birliğinin sağlaması açısından 1928 yılında ülkemizde Latin alfabesine geçilmiştir. 1932 yılında Atatürk tarafından bütçesi ödenerek kurulan Türk Dil Kurumu Türkçenin sadeleştirilmesi ve özdeşleşmesi çalışmalarının yanı sıra Türkçenin yaygın kullanımı için de tüm Türkiye’de çalışmalar yapmıştır.”
Prof. Dr. Yunus KOÇ, “Atatürk Dönemi Tarih Politikası” konulu konuşmasında; Osmanlı Devleti’nde Tanzimat ile başlayan Türk ve dünya tarihine ilginin Batılı tarzda tarih anlayışını geliştirdiğine değindi. Gerçeklere dayanan geçmiş bilgilerin analizi ile bilgi edinmenin Osmanlı’nın geleneksel tarih anlayışını değiştirdiğini ifade eden Prof. Dr. Koç, tarihte olup biten üzerine insan eylemine dayalı tarih bilincinin ulus-devletlerin kurulmasında tutkal görevi gördüğünü kaydetti.
Tarihte çok nadir olarak devlet yöneticilerinin yaptıklarını anlatarak tarih yazdığını kaydeden Prof. Dr. Yunus KOÇ, Atatürk’ün Nutuk ile aynı zamanda bir tarih yazdığının altını çizdi. Atatürk’ün uyguladığı tarih politikası ile Türkler hakkındaki yanlış bilgi ve önyargıların ortadan kaldırılmasına ilişkin çalışmalarının, Türklerin Orta Asya’dan gelerek çadırdan bir devlet kurmadığının ve 2 bin yıllık geçmişiyle medeniyet kuran bir toplum olduğunun dünya tarihinde yer bulduğunu söyledi.
Panelin son konuşmacısı Prof. Dr. İsmet ÇETİN, “Cumhuriyet Dönemi Kültür Politikaları” konusuna değindi. Bir milletin merkezde bir araya gelebilmesi için en önemli unsurun kültürel kodlar olduğunu kaydeden Prof. Dr. İsmet ÇETİN, kitlelerin kültürel kodlardan ilham alarak modernleşmeyi gerçekleştiğini belirtti. Prof. Dr. ÇETİN şunları ifade etti: “Atatürk, memleketin çağdaşlaşmasını Batılı tarzda yapmak istemiştir. Merkezi otorite halkın daha iyi yaşam şartlarına kavuşması için tepeden aşağıya doğru modernleşmeyi uyguladı. Tarımdan sanayiye, basın yayından sanata kadar her alanda modernleşme için çalışmalar yapılmıştır. Ümmet çağından millet çağına geçmek üzere halkın zihin dünyasında kültürel kodların oluşması için Türk Ocakları ve Halkevleri kurulmuştur.”
Panel konuşmacılara teşekkür plaketi verilmesi ile sona erdi.
Görüş, istek ve değerlendirmelerinizi bize iletin.